Sosyal Medya

Makale

Cumhuriyet’in “Bir Numarası” kim?

Atatürk? Yanlış cevap, o isim babası. BaÅŸlıktaki Cumhuriyet, cumhuriyetten 7 ay sonra kurulan ve adını Atatürk’ün koyduÄŸu gazete Cumhuriyet çünkü.
Yıllarca Ergenekon’un 1 Numarası kim tartışmalarıyla dalga geçmek için “Atatürk” cevabının verildiÄŸi gazete dün ErdoÄŸan’ı “yolsuzluk örgütünün” 1 Numarası ilan eden bir manÅŸetle çıktı.
Bir numarayı açıklayan da Cumhuriyet gazetesinin baÅŸyazarının sabaha karşı gözaltına alındığı, Ankara temsilcisinin yıllarca hapis yattığı Ergenekon soruÅŸturmasını yürüten savcıya hukuken ve fikren baÄŸlı olarak 17 Aralık soruÅŸturmasını yürüten savcı Celal Kara.
Bir numarayı açıkladığı kiÅŸi ise Ergenekon davasına tanık olup “Benim yazdığım Ergenekon bu deÄŸildi” diyen Can Dündar. Karşısındaki savcı “Balyoz çöktü. Sıra yargılayanların yargılanmasında” dediÄŸi savcılardan biri.
Kafamız daha fazla karışmadan yazı dizisine geçelim.
Önce Cumhuriyet’in ve Can Dündar’ın savcı Celal Kara’yı nasıl tarif ettiÄŸine bakalım.
“Alnında 'Fethullahçı' diye yazmıyordu ama havuz medyası, bu damgayı vurmuÅŸtu çoktan… AteÅŸle oynamıştı da… En tepeye tırmanan bir kirli ipin ucunu çekmiÅŸ, iktidarı devirebilecek çapta…”
Bu kadar Can Dündar yeter.
Gazetecinin ve savcının kollarını önden kavuÅŸturduÄŸu gururlu pozun hemen altındaki baÅŸlıkta “Savcı Celal Kara kimdir” yazıyor. Onu okuyalım:
“2007’den itibaren 6 yıl boyunca BeÅŸiktaÅŸ’taki Özel Yetkili Büro’da 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruÅŸma savcılığını üstlendi. Birçok çete dosyasına, Mavi Çarşı Yangını, DHKP-C, TİKKO davalarına baktı. 'FuhuÅŸ ve Askerî Savcılık Davası’nın duruÅŸma savcısı olarak sanıklar hakkında 'beraat ve cezalandırmama' talep etti. Balyoz Davası’nda ise mahkemenin tensiple yakalama kararına bir üst mahkemede yapılan itirazın usul yönünden geçerli olmadığına dair kararını verdi. 2013’te savcılar arasındaki iÅŸ bölümü deÄŸiÅŸikliÄŸiyle, 300 kadar dosyayla birlikte 17 Aralık soruÅŸturmasını da devraldı.”
Tam Cumhuriyet okurlarının seveceÄŸi bir savcı hikâyesi. O yüzden sihri 2007’de BeÅŸiktaÅŸ’ta olan mahkemeye Özel Yetkili Mahkeme deyip bozmaya gerek yok. Onun yerine yıllar sonra o mahkemelerin yerine kurulmuÅŸ Özel Büro, Ağır Ceza gibi adlar kullanılırsa okurların eski kötü hatıraları canlanmaz, savcının söyleyecekleri en baÅŸtan itibarsızlaÅŸtırılmamış olur. Harika düÅŸünülmüÅŸ!
Ama bu da yetmez, Celal Kara’nın sicilini de biraz temizlemek gerek. “FuhuÅŸ ve Askerî Savcılık Davası’nın duruÅŸma savcısı olarak sanıklar hakkında 'beraat ve cezalandırmama' talep etti” cümlesi bu davalar aleyhine gazetelerinde epey haber okumuÅŸ Cumhuriyet okurlarının gönüllerini ferahlatmak için herhalde.
Ama bu bilgiyle Cumhuriyet okurlarının aklı karışmış olabilir. Çünkü daha önce gazetelerinde Savcı Celal Kara’nın FuhuÅŸ ve askerî casusluk davası sanıkları için 1 ila 24 yıl arasında deÄŸiÅŸen cezalar istediÄŸini okumuÅŸlardır muhakkak. Onların gazetelerinden tanıdığı Savcı Celal Kara, duruÅŸmalar boyunca tutuklu sanıkların tahliyesine karşı çıkmış, yanlış adamın evinde doÄŸru delili bulan polisler hakkında türlü usulsüzlük iddialarıyla ilgili bilirkiÅŸi taleplerini reddetmiÅŸ, avukatlara delillerin verilmemesi için mütalaa vermiÅŸ, baÅŸka bir savcı Celal Kara olmalı. Sadece 5 gün önce Cumhuriyet’te okudukları, Askerî casusluk davasında sanık avukatların HSYK’ya ÅŸikayet ettiÄŸi Savcı Celal Kara da bambaÅŸka biri olmalı. FuhuÅŸla suçlanan 52 yaşındaki diÅŸçi kadının bekaret raporunu sunduÄŸu duruÅŸmada da savcı koltuÄŸunda baÅŸka bir savcı Celal Kara oturuyordur herhalde.
Hazır savcıya yeni CV yazılıyor o zaman ÅŸu cümleyi de kurup, Cumhuriyet okurlarına “iÅŸte yıllarca kumpas olduÄŸunu yazdığımız davadaki askerlerin lehine kararlar veren savcı da bu savcı” beyaz yalanını söylemekte de bir beis görülmemiÅŸ.
Ama “Balyoz Davası’nda ise mahkemenin tensiple yakalama kararına bir üst mahkemede yapılan itirazın usul yönünden geçerli olmadığına dair kararını veren” savcının Celal Kara olduÄŸuna cumhuriyet okurları artık inanmamıştır herhalde.  4 AÄŸustos 2010’da gazetelerinde okudukları “Balyoz savcıları da karşı karşıya getirdi” haberinde günler kalan Yüksek Askerî Åžûra’da terfi alamasınlar diye mütalaasını ısrarla geciktiren, sonra da ‘Balyoz’ davasında 102 sanık hakkında çıkartılan yakalama ÅŸu tarihî mütalaayı veren Savcı Kara deÄŸil miydi: "Karar tarihinden sonra ortaya çıkan duruma bakıldığında da mahkemenin ÅŸüphesinin haklı çıktığının görülmekte olduÄŸu, zira çaÄŸrıldığında gelecekleri belirtilen sanıklardan hiçbirinin kendi iradesi ile gelmediÄŸi gibi beyan ettikleri adreslerinde bulunmadıkları ve hiçbirinin telefonlarına da ulaşılamadığı, bu durumun kaçma ÅŸüphesinin eski tabirle kuvveden fiile çıktığını ve mahkemenin ÅŸüphesinin haklı nedenlere dayalı olduÄŸunu göstermekte olduÄŸu kanaatine varıldığından itirazların reddine karar verilsin."
DeÄŸilmiÅŸ demek. Dava sırasındaki tutukluluÄŸa itirazlara, tutukluluÄŸun devamı yönünde karşı mütalaa veren savcı da o deÄŸilmiÅŸ.
Yine Cumhuriyet okurlarının çok iyi bildiÄŸi Ahmet Zeki Üçok davasında Hâkim Albay Üçok için 392 yıl hapis isteyen de bu savcı olamaz.
Çünkü o, 17 Aralık adlı pürü pak davanın savcısı. AKP’yi devirecek cesur savcı o. Olamaz. Az sonra söyleyeceklerinin kıymetini bu sicille kirletmeye kimsenin hakkı yok.
Ama bugüne kadar yaptıkları 29 soruÅŸturmaya kumpas dediÄŸin ekibin en son soruÅŸturmasından bir temiz eller operasyonu çıkarmak isteyince seni kim tutabilir?
Cumhuriyet okurlarının kafasını daha fazla karıştırmaya gerek yok. “Siz yandaÅŸlar da o zamanlar bayılıyordunuz bu savcılara. Åžimdi de biz bayılıyoruz. Nasrettin Hoca misali; o polisleri, savcıları verin de biraz da biz ölelim.”
Tamam, geçmiÅŸi unutalım. Son davasına odaklanalım.
Savcı Celal Kara’nın manÅŸete çekilen 1 Numara ErdoÄŸan’dı iddiasına bakalım. Aslında burada söyledikleri Savcı Celal Kara’nın iddianamesine yazsaydı ErdoÄŸan’ı 1 Numara yapacak elindeki delilleri aynı zamanda. Okuyalım:
“Can Dündar-ErdoÄŸan iÅŸin içindeydi” dediniz. Başından beri mi?
Celal Kara-“İlk baÅŸlangıcında iÅŸin içinde olmadığını zannediyorum.”
Durun. Ne kadar ilginç bir numara. Örgüte sonradan girip, 1 Numara’ya tırmanmış herhalde. Devam edelim:
“Yani Rıza Sarraf’ın irtibatlarını geliÅŸtirmeye çalıştığı aÅŸamada… Ama sonrasında Sarraf, 'Beyefendi’ye de bir ÅŸeyler yapalım' dedikten sonra ve istisnai yoldan adam başı 1 milyon dolar karşılığında akrabalarını Türk vatandaÅŸlığına geçirdiÄŸinde, zannediyorum artık her ÅŸeyden bilgisi var. Tapelere de yansıyor bu... Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüÅŸmesinde, Egemen Bağış’tan bahsederken 'O, beni 1 Numara’ya ulaÅŸtıracak' diyor. Bağış’ın üzerindeki 1 Numara kim olabilir? BaÅŸbakan’dır.”
İşte burası Savcı Celal Kara’ya göre ErdoÄŸan’ı örgütün 1 Numarası yapan delil. BaÅŸka ne olabilir ki, 1 Numara diyorsa, bu örgütün 1 Numarası demektir. Cumhuriyet de bu çok güçlü delilden manÅŸetini çıkarmış. BaÅŸbakan demek istemiÅŸ olmasın? Yok canım, daha neler, pis yandaÅŸ!
Bu noktada biraz duralım. Çünkü bahsedilen delil bir telefon konuÅŸması. Sarraf birine Egemen Bağış’tan bahsederken "O, beni 1 Numara’ya ulaÅŸtıracak" diyor. Bunu alıyor savcı, buradan bir ülkenin BaÅŸbakanını bir örgütün bir numarası yapıyor. Sonra bu güçlü delili, yıllardır “telefon tapesi tek başına delil olamaz” yayınları yapmış bir gazetenin, “Ergenekon heryerekon” yazıları yazmış ismine veriyor. O da bundan 9 sütuna manÅŸet çıkarıyor. İlhan  Selçuk’un sambacı kızlarla ilgili telefon tapelerini iddianameye koyan savcılardan beklenmeyecek bir adli performans deÄŸil, Cumhuriyet’ten de beklemeliymiÅŸiz demek…
Durun fazla haksızlık etmeyelim. Az önce cumhurbaÅŸkanını tek satırlık tapeyle örgütün bir numarası ilan etmiÅŸ savcıya ÅŸu sorulmuÅŸ:
“Can Dündar-ErdoÄŸan’la Sarraf’ın doÄŸrudan teması var mı?
Celal Kara-BaÅŸbakan, Sarraf’la doÄŸrudan telefon irtibatı kurmamış. Zafer ÇaÄŸlayan ve Muammer Güler üzerinden haberleÅŸiyorlar. Güler’le de bu irtibatı gösterir konuÅŸmaları var. Sarraf, bir an evvel abisinin, akrabalarının vatandaÅŸlığa geçmesiyle ilgili 'Beyefendi’nin haberi var deÄŸil mi' deyince, 'Tabii tabii, Beyefendi destekliyor' cevabını alıyor. İstisnai yoldan vatandaÅŸlığa alınma, İçiÅŸleri Bakanı önayak olsa bile Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılıyor. BaÅŸbakan’ın onayı ve bilgisi olmadan bunların olabilmesine imkân yok.”
Sarraf’la bir görüÅŸmesi yok 1 Numara’nın. Ama “Beyefendi’nin haberi var” denen bir tape var. Yine delil tape. Peki neden haberi varmış: İşadamı Sarraf’ın ve bazı akrabalarını vatandaÅŸlığa alındığından. Daha doÄŸrusu savcı gibi düÅŸünelim, öyle olmalı. Buna izin vermiÅŸ olmalı BaÅŸbakan. Bu da onu bir numara yapıyor iÅŸte. Yapmalı…
Bir saniye bir delil daha var. Ve sürpriz, bu kez tape deÄŸil:
“Öbür yandan puzzle’ın parçalarını tamamlayan bir de fotoÄŸraf var: Bir protokol sırasında BaÅŸbakan, eÅŸi, bakanlar ve Rıza Sarraf görünüyor. Sarraf kim? Kaç yaşında bir adam? Ne sıfatla o protokol fotoÄŸrafında yer alıyor?”
O fotoÄŸrafta Sarraf’ın yanında oturan da Ali AÄŸaoÄŸlu. Herhalde bir açılış fotosu. Peki AÄŸaoÄŸlu kim, o nasıl protokole oturmuÅŸ? Tabii onun yaşı var, oturur, ondan savcıyı kızdırmamış.
Åžurada da savcı çok kızmış, herhalde iddianamesine de bu üslupla yazardı bunu:
“17 Aralık’ı izleyen günlerde ErdoÄŸan, Sarraf için 'Hayırsever bir iÅŸadamıdır' dedi. Tanışıyorlar demek ki... HayırseverliÄŸini nereden biliyorsun? Kime ne hayırseverlik yapmış? TÜRGEV’e yapıyor. Ayrıca AK Parti’nin anket parasını da o ödüyor: 350 küsur bin TL… Parti adına dağıtılan Ramazan erzakı için de yüz binlerce lira ödüyor. Bunların hepsinden BaÅŸbakan haberdar.”
'Tanışıyorlar demek ki’nin ne kadar saÄŸlam bir delil olabileceÄŸini düÅŸünemiyorum bile.  Kız öÄŸrencilere yurt yapan TÜRGEV’e bağış yapmış, oradan hayırsever demiÅŸtir belki falan demeyin, savcı size de uygun bir numara bulur iddianamesinde. Bu arada nasıl bir yolsuzluk olduÄŸunu anlamak için zorlamaya gerek yok.
Eee bu kadar “delili” varsa niye iddianamesinin bir numarasına ErdoÄŸan’ı koymamış o zaman. Bu da sorulmuÅŸ. Cevap ÅŸahane. Okuyalım:
“Dündar-Öyleyse neden soruÅŸturmayı BaÅŸbakan’a kadar uzatmadınız?
Kara-ErdoÄŸan’la ilgili denilebilirdi ki: 'Beyefendi’nin o olduÄŸunu nereden biliyorsun?' Dosyanın teknik detayını bilen ben ve kolluk amirleri, bahsi geçenin ErdoÄŸan olduÄŸunu bildiÄŸimiz halde, doÄŸrudan ismi geçmediÄŸi için ve '1 Numara' lafı, diÄŸerlerine göre biraz muÄŸlak kaldığı için onu bilgi notuna katmadık. DüÅŸünün ki; durumları çok net olan bakanlar hakkında dahi akla ziyan yorumlarla savunma gerekçeleri üretiliyor, durumu ancak tüm delillerin ve ifadelerin deÄŸerlendirmesi sonucunda ortaya çıkabilecek olan BaÅŸbakan’ı dosyaya katsaydık neler söylenirdi?”
Ne kadar da dosyasından emin bir savcı deÄŸil mi? “Bir Numara ama biraz muÄŸlak bir numara” Hukukun bir savcının ayağına baÄŸ olduÄŸu anlar. Åžu deliller olmasa neler diyecek savcılar da. Bunu iddianamesine koysa haklı, neler söylerdik neler. Åžu da sorulmuÅŸ:
Dündar-Bu, siyasi bir kaygı… ErdoÄŸan baÄŸlantısı hukuken mi zayıftı?
Kara-Hukuken zayıf deÄŸil… Var temeli. Ama o aÅŸamada o ismi ortaya atsanız, bu, tartışmaya açık bir durum olacak.”
Var temeli. Hissediyorum ama söyleyemiyorum.
Gerisini de artık Can Dündar’a, yanlış adamın evinde doÄŸru belge bulan, Sabri Uzun’u, sevmediÄŸi gazetecileri tutuklatan, IMEI numaralarından dinleten buluÅŸtuÄŸu eski polis ÅŸefleri anlatır. Her yere konan Ergenekon’un ÅŸefleri. Kendisini dinleten polis ÅŸeflerine empati kuran birini ikna etmeleri zor olmaz herhalde. ErdoÄŸan’dan hep birlikte nefret etmek yeterli bir güven unsuru…
Bu arada Cumhuriyet Vakfı’nın yönetimi deÄŸiÅŸtikten sonra Cumhuriyet’e ne olduÄŸunu bilen var mı?
Cumhuriyet’in bir numarası kim? Atatürk mü? Hâlâ mı?
 
TURKİYE GAZETESİ

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.